MENOPOZ MASALLARI - PAMUK PRENSES VE CADI KRALİÇE
Pamuk Prenses ve Kötü Kalpli Kraliçenin Menopoz Belirtileri
Her yerde kar var... şehirler bile bugün bembeyaz ve tertemiz; Gökyüzü kar toplayan çabasıyla apaydınlık. Sisler arasından sanki pamuk prensesin annesi bir küçük kan damlasıyla beyazı delecek ve renk katacak.
Pamuk Prenses ve yedi cüceler, çocukluğumuzda hepimiz dinledik, kızlarımıza, oğullarımıza, torunlarımıza yeğenlerimiz anlattık. Genç yaş almaya başlamadan önce kötü cadı kraliçe en nefret ettiğimiz karakterdi... Acaba bu kötü cadı kraliçe menopoz dönemi kadınını simgeliyor olabilir mi?
Pamuk prenses büyürken sihirli aynası ona hep ' en güzel Sizsiniz kraliçem' demiyor muydu? Ayna gençliği güzelliği, pürüzsüz bir cildi simgeler iken, birden bire genç kızın büyümesi, ergenlikten çıkmasıyla birlikte, üvey annenin menopoz belirtilerine takılması eş zamanlı oluyor. Gerçek hayattan tanıdık geldi mi? Otuzlu yaşlarda anne olmuş pek çok kadın, çocuğunun ergenlik çağında pre-menopoz dönemini yaşayabilir.Sanırım kötü kalpli cadı kraliçe diye bize aktarılan ve aslında pamuk prensese onca yıl annelik yapmış, onu büyütmüş kadının birdenbire çıldırması nedendir?Ayna artık yetişkin bir kadın olan pamuk prenses ile rekabete sokmuştur onu; Ani öfke patlamaları, gençliğinin elinden gitmesi hissi ve ona kaybettiklerini hatırlatan üvey kızı... ne güzel de bir masal.. ve sonra tabi Pamuk Prenses de aynı evrelerden geçiyor, ancak bizler masallar hep mutlu sonla bittiği için pamuk prensesin yakışıklı prens ile evlenmesine şahitlik ediyoruz.
Sonra da zaman donuyor. Mutluluk anına hapis oluyor. Pamuk prenses asla menopoza girmeyecek, menopoz belirtileri yaşamayacak, ve tüm anneler cadı kraliçeyi lanetlemeye devam edecek... ta ki sıcak basmaları, ateş basmaları, gece terlemeleri ortaya çıkıp, anlattıkları masallar ile menopoz belirtilerine duyarsız yetiştirilen nesiller ile karşılaşana kadar...Grimm kardeşler bu devirde yaşasaydı korku filmi senaryosu yazabilirlerlmiş. Hans Christian Anderson un Hansel ve Gretel masalı daha da berbat... yaşlı kötü cadı çocukları önce besliyor, sonra yiyor. En kötüsü de çocuklarına artık bakamayan ebeveynleri tarafından - daha ziyade menopoz belirtili annenin baskısıyla herhalde - ormana terk edilmeleri. Hep kadınlar kötü, ama sadece doğurganlıkları bitince kötüler masallarda. Kısacası masallar hep mutlu son ile bitiyor, kötü cadılar ölüyor, yok oluyor, baş kahramanlar kurtuluyor;
Ve kötü kadınlar hep yaşlı cadılar. Keşke biraz magnezyum takviyesi alsalarmış, Omega 3 ve D vitamini kullansalarmış. Özellikle Pamuk Prensesin üvey annesi aynaya sürekli aynaya bakacağına C Vitaminini bolca tüketip, cildini nemli tutsaymış. Mutfağında yaptığı zehirler de yine Avrupa orta çağlarında ve ilaç yapmasını bilen kadılara yakıştırılan cadı sıfatını yansıtıyor olsa gerek. Kıyafet değiştirmesine yardımcı olan sihirli pelerini de acaba onu ateş basmalarından mı koruyordu? Bu masallar yazıldığında kırk yaş dahi yaşlı sayılıyormuş. Ama bugün de hiç düşünmeden bu aslında hiç de romantik olmayan korkunç masalları çocuklarımıza anlatıp duruyoruz. Pamuk Prenses'in önce annesi ölüyor, sonra üvey anne Pamuk Prenses ergenlik çağına geldiğinde onu öldürmeye kalkıyor. Hayatındaki erkeklerden hep kazık yiyor, önce babasından, sonra avcıdan;
Yani ayak güzelliği eşittir ruh güzelliği. Kötülerin ayakları çirkin oluyor; Hatta kötü kız kardeşlerden birisi ayak başparmağını kesiyordu ayakkabıya girsin diye, üstelik de öz annesinin tavsiyesi üzerine...tüyler ürpertici bir masal... bunun farkında mıydık acaba eskiden. Neticede güzellik ayaktan başlıyor, bu doğru, ama ödülü, yani prensi elde edebilmek için sakatlığa razı olamak da nasıl birşey??